DİNLERARASI DİYALOG YALANI VE DİNDE REFORM

Allah katında din İslam'dır!

ANA SAYFA

SUNUŞ

Diyaloğun mahiyeti

Diyaloğu başlatan kim?

Diyaloğun hedefi

İstedikleri yeni Müslüman modeli

Diyalog ile İslâm dininden yok etmek istedikleri değerler

Daireyi iyice genişlettiler

“Acaba iyi ediyor muyuz?” endişesi

Amentüde ittifak var mı?

Diyalog ve Hubbu fillâh - Buğdu fillâh

Diyalog ve emri maruf - nehyi münker

Vatikan’ın Diyalog ile varmak istediği son nokta
Vatikan’ın tarihi İslam düşmanlığı devam ediyor
Dinlerarası Diyalog’tan bir manzara
Bu saygısızlık değil mi?
DİYALOG VE ULUSAL GÜVENLİĞİMİZ
VATİKAN DOĞU’YA YÖNELDİ
DiNLERARASI HOŞGÖRÜ TUZAĞI
İPİN UCU KİMİN ELİNDE
ZENBİLLİ’NİN GAYRİ MÜSLİMLERİ SAVUNMASI
Bir anekdot daha!
YENİ BİR “HAÇLI SEFERİ” Mİ?
İNSAN HEM MÜSLÜMAN HEM HIRİSTİYAN OLABİLİR Mİ?
ASIL ONLAR UTANSIN!..
Hz. Peygamberin teminatı
BARIŞTA HAYIR VARDIR!
Hz. Peygamberin teminatı
BARIŞTA HAYIR VARDIR!
DİNLER BİRLEŞEBİLİR Mİ?
NİHAİ HEDEF ANADOLU
ADIM ADIM HEDEFE
KİLİSEDE İFTAR YEMEĞİ
HOŞGÖRÜNÜN PERDE ARKASI
PATRİK SELÇUK ERENOL’UN CENAZE MERASİMİ
VATİKAN ARTIK RAHAT UYUYOR!
“AKIL ALMAZ CİNAYET”
MEHMETÇİĞİN FEDAKARLIĞI
VATİKAN’IN NİHAİ HEDEFİ
DİYALOĞA EVET, İSTİSMARA HAYIR!
KEŞKE SAMİMİ OLABİLSELER!
HIRİSTİYANLARA VERGİ İADESİ
MECUSİNİN HAKKINI ARAMASI
REFORMLA YATIP REFORMLA KALKIYORLAR
Gözle görülmeyen Kilise ( İnvisible Church )
ONBİN TÜRK GENCİ HIRİSTİYAN OLDU!
BEŞYÜZBİN KAZAK GENCİ İNCİL OKUYOR!
SİNSİ HIRİSTİYANLAŞTIRMA ÇALIŞMALARI
“MÜSLÜMANLAR NASIL HIRİSTİYAN YAPILIR?”
İKİ ÇOCUĞU HIRİSTİYAN OLAN AİLENİN DRAMI!
MİSYONERLERİN SİNSİ OYUNLARI
OSMANLININ YIKILIŞINDA MİSYONERLERİN ROLÜ
“BİZ HIRİSTAYAN OLDUK HABERİNİZ OLSUN!”
İSTİKBAL PEK İYİ GÖRÜNMÜYOR!
MOON TARİKATI
BATI GENÇLİĞİ BUNALIMDA
İthal tarikatlar furyası
“Mormonculuk” tarikatı ve Hıristiyan tarikatların taraftar bulabilmesi
SEMAVİ DİN KARDEŞLİĞİ MÜMKÜN MÜ?
İNCİL’İN BOZULMASI
GERÇEĞE EN YAKIN İNCİL BARNABAS İNCİLİ
BARNABAS İNCİLİ’NDEN BÖLÜMLER
RESİMLİ EROTİK İNCİLLER
KURT DUMANLI HAVAYI SEVER
OYUN İÇİNDE OYUN
HAZRETİ İSA ÖLMEDİ; GÖĞE KALDIRILDI!
Mucizeye inanmak Kur’an-ı kerimin emri
Hazret-i İsa ruh ve beden beraber olarak gelecek!
GÜNCEL DİNİ MESELELER İSTİŞARE TOPLANTISI
İSTİŞARE TOPLANTISINDA ALINAN KARARLAR
BİREBİR ÖRTÜŞEN KARARLAR!
İngilizlerin “İslamı Nasıl Yıkabiliriz?” plânı
SAPLA SAMAN KARIŞTI
Tesettürün defilesi olur mu?
İZZETBEGOVİÇ’İN DİN ANLAYIŞI
Begoviç ve ekolü
HACI BEKTÂŞ-I VELÎ VE BEKTAŞILIK
“KERBELA” OLAYINA “EHLI SÜNNET”iN BAKIŞI
“Dillerimizi bulaştırmayım!”
MARTİN LUTHER’İN ÖRNEK ALINMASI
PROTESTANLAŞTIRMAYA DESTEK VERENLER
LİGHT İSLAM
KENDİLERİNE BENZETMEK İSTİYORLAR
YANLIŞIN TERSİ DOĞRUYU GÖSTERİR
BATILILAŞMA SÜRECI
Batılılaşmanın neresindeyiz?
PROF. NEUMARK’IN İTİRAFLARI
PRENS METTERNİCH’İN TAVSİYELERİ
LORD DAVENPORT’ÜN SÖZLERİ
ALBERT SCHWİTZER’İN YORUMU
KAREN ARMSTRONG’UN YAZISI
Müslümanlar böyle değildi
Aydınları halkına düşman ettik
İtiraf edelim ki
İslam düşmanlığını bırakmak zorundayız
PROF. CAMPENHAUSEN’İN ÜZÜNTÜSÜ
“PARÇA PARÇA OLMAKTAN SAKININ!”
DİNDE REFORM
DİNİN YENİDEN YORUMLANMASI
REFORM VE İSLAMİYET
"EZANDA BİRLİK" REFORMU!
REFORM VE BİD’AT FELAKETİ
BATI, TASAVVUFA DA EL ATTI
NE GÜNLERE KALDIK
YENİ BİR DİN KURMA GAYRETLERİ
YENİ İSLAMCILIK PROJESİ
“KELAM” ve “FIKIH ” DÜŞMANLIĞI
CEDİTÇİLİK (Dinde Reform) ÇALIŞMALARI
Ceditçilik, (Dinde reform) hareketinin öncüleri:
Hareketin belli başlı fikirleri:
“İslâm'ı bozma gayretleri”
MÜSLÜMANLAR NİÇİN GERİ KALDI?
İmam-ı Gazali’yi suçlayanlar art niyetli
İmam-ı Gazali’ye neden düşmanlar?
FELSEFE VE TEFEKKÜR
“İSLÂM'I BOZMA GAYRETLERİ”
REFORMİST “İSLAMCI” FEMİNİST KADINLAR
Feminist entellektüellerin marifetleri!
Feminist entellerin yanlışı
Feminist enteller şeytana iş bırakmadı
BİR ADIM ÖTESİ CAMİNİN İÇİ!
Kilise müziği ve tasavvuf müziği
OTUZ YIL ÖNCE HABER VERİLMİŞTİ
ESAS SUÇLU VEHHABİLİĞİ MUSALLAT EDENLER
TERÖRDEN KURTULMANIN YOLU
USUL (METOT) HATASI
AVUSTURYALI GAZETECİNİN TESPİTİ
KÜLTÜRÜ YAYMADA GÜCÜN ÖNEMİ
Boş durana selam vermedi
MAKSATLARI ÜZÜM YEMEK DEĞİL; BAĞCIYI DÖVMEK
DİNİN TEMEL DİREĞİ
ANA CADDE
DİN DOĞRU OLARAK NEREDEN ÖĞRENİLİR?
FIKIH KİTAPLARI VE MEALLER
Dinlerarası Diyalog Dolapları
Bu da mı diyalog?
Diyalog? Nasıl?
Hazreti Muhammed son nebi
Allah’ın varlığına inanmak yeterli mi?
Misyonerlik faaliyetleri...
Allah kendi İslâm’ını başka İslâm’lardan korusun
Hıristiyanları Müslümanlaştırmak dinsizlikmiş
Ilımlı İslam ve ABD
Abant Platformuna Fukuyama gölgesi

I. Bölüm
DİNLERARASI DİYALOG VE HOŞGÖRÜ


Diyaloğun mahiyeti

Aslında, “Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü” yeni ortaya çıkmadı, asırlardır bu zaten vardı. Asrı Saadet’te ve sonraki zamanlarda, Müslümanlar, Hıristiyanlarla, Yahudilerle iç içe yaşadılar. Biribirlerinden borç aldılar; borç verdiler. Ticari alış veriş yaptılar. Örneğin, Peygamber Efendimiz vefat ettiğinde, bir Yahudiye borcu vardı; Hazret-i Ali’ye bunu ödemesini vasiyet etti. Bu tür, komşuluk ve diğer insani ilişkiler zamanımıza kadar devam etti.
Kimse kimsenin, yaşayışına, ibadetine karışmıyor; isteyen Kilisesine, isteyen Havrasına gidiyor rahat bir şekilde dinlerinin icablarını yerine getiriyordu. Bu zaten İslâm dininin de bir emriydi.
Ancak, günümüzdeki diyaloglar bu insani, sosyal boyut ile sınırlı kalmadı. Dini inançlara ve yaşayışlara da yansıtıldı. Üç din mensuplarının bir araya gelip “vahiy” “Tanrı” inancı gibi konularda teologlar seviyesinde görüşmeler yapmaları, Papazların, Hahamların iftar yemeğine çağırılmaları; Müslümanların, Kilisede onların Yortu ve Noel günlerine katılmaları bunun muşahhas örneklerindendir.
İftar, Müslümanlar için dini muhtevalı bir yemektir. Dolayısıyla İslam dininin emrettiği şekilde ve İslami ölçüler içinde yapılır. Hâl böyle olunca şu soruyu sormamız gerekir: İftar yemeğinde, papazın ne işi var. Yine, Yortu ve Noel Hıristiyanların bir ibadetidir. Kendi şartlarına göre yapılır. Aynı şekilde burada da Müslümanın ne işi var? Hıristiyanlara, papazlara yemek ziyafeti verilecekse, iftar yemeği dışında başka bir zamanda verilemez mi? Özellikle iftar yemeğine papazın çağırılmasından maksat nedir?
Diyalog için yer ve zaman mı bulunamıyor? Bir araya gelinecekse, dini günlerin ve mekanların dışında, belli bir zamanda ve mekanda buluşmak pek ala mümkün. Yemek mi yenecek, konuşma mı yapılacak burada yapılır. İşte farklı din mensupları arasında diyalog ve hoşgörü budur.
Son yıllarda gündeme getirilen, “Diyalog ve Hoşgörü” başka manada ele alınmaktadır. Hoşgörüden ziyade, üç dinin belli bir eksen etrafında toplanması, bir nevi dinlerin birleştirilmesi şeklinde algılanmaya başlandı. Bu, İslâm dinine, 14 asırlık tatbikata uymayan, işte bu anlayış şeklidir. Yoksa bildiğimiz klasik manada hoşgörüye hiçbir Müslüman karşı çıkmaz.
İşin başka garip bir yönü de şudur: Bugün bu üç din mensuplarının kendi dinlerinden başka dinleri reddettikleri bir gerçektir. Kabul etselerdi zaten o dinde olurlardı. Yani her din mensubuna göre, kendi dini doğru diğerleri batıldır, yanlıştır. Yani başka hak din yoktur. Batıl olan, peşinen reddettiğiniz bir şeyle nasıl diyalog yapılacaksınız? Onu kabul ederseniz zaten kendi dininizi inkar etmiş oluyorsunuz. Buradan şu çıkıyor, diyalog dinlerarası değil, ancak din mensupları arasında yapılabilir. Bu da, çeşitli din mensupları arasındaki, siyasi, ekonomik, sosyal boyutlu ilişkilerdir. Bu tür diyaloglar; dün vardı, bugün de var, yarın da olacak, olması da lazım. Şimdi bugünkü diyaloğun nasıl geliştiğine belgeler eşliğinde bir bakalım: